31 Mayıs 2012 Perşembe

50/50 - Şansa Bak

"Her gün radyoda çalacak bir şeyler bulmak zorundayız. İnsanların kırmızı ışıkta beklerken iki saniyeliğine dinleyecekleri bir şey üzerinde aylarca çalışmak çok saçma".
İçinizi ısıtacak, sıcacık, içten bir yapım karşınızda. Hayat'ın, insanların karşısına çıkardığı fırsatları, onlara attığı çalımları göz önüne seren ender bir yapım: 50/50
"Aileni değiştiremezsin. Değiştirebileceğin tek şey, onlarla nasıl baş edeceğindir".
Hayatım boyunca Annelik duygusunu bilemedim, hiç de bilemeyeceğim malesef. Empati yapmaya çalıştığımda da şöyle bir durum içine girmekteyim: Annelerimizin herkese yetebilecek sevgiyi barındıran kocaman bir kalbinden, her şeye yetişebilecek ayaklarından, en ufak bir ses titremesinden ve sessizlikten anlayacağı tedirginliği, sezebilecek 6. hislerinden ve buna benzer bir çok yanlarını barındıran o Annelik duygusunundan mahrum kalacağım malesef... Ama şu an hissettiğim duygu bile beni hangi duyguyu hissetiğimi anlamlandıramıyorsa o duygunun içinde olacağım anı hiç mi hiç hayal edemiyorum...
İnsanlar bir kardeşi olsun ister. Her zor durumunda yanına koşsun, yetişemediği işlere o yetişsin ister. "Kyle'ı" tanıdıktan sonra benim bir kardeşe değil böyle bir arkadaşa ihtiyacım var diyesi geliyor insanın. Arkadaşlık anca bu kadar güzel anlatılabilirdi. Günümüzde çıkar ilişkilerine bürünmüş arkadaşlıkların yüzüne çarpılması gereken bir ders niteliği taşıyor "Kyle'ın" arkadaşlığı.
"Kimse hastaneye gitmekten hoşlanmaz. Kimse sevdiği için de gitmez".
Her fani bir gün ölümü tadacaktır. Bu hepimizin bildiği bir ayetdir. Fakat bunu kabullenmek, yeryüzünün nimetlerinden ayrılmayı istemek hiçbirimizin işine gelmeyen bir durumdur. Dünyayı o kadar çok sevmekteyiz ki bir gün öleceğimizi dahi hayal edemeyiz. Hal böyle olunca ölüm kelimesi, geçtiği her yerde soğuk rüzgarlar estirmeyi başarır. Yine buna çelişkili olarak korkunun ecele faydası yoktur diyebiliyoruz.
Biz insanoğlu herşeyin farkında olup hiçbirşeyin farkında değilmişiz gibi yaşayan garip bir toplumuz.
Rolünün hakkını veren, sempatik yapısıyla büründüğü kişiliği en iyi şekilde ekrana yansıtan Joseph Gordon-Levitt en iyi oyunculuklarından birini çıkarmış. Dramatik bir filmi Dramı-komik olaylara çeviren ve filmin neşe kaynağı olan Seth Rogen'ın oyunculuğu ise filmi sürüklemekte. Her iki oyuncuda bu kadar iyi iş çıkarmışken filmi izlememek olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder