14 Kasım 2011 Pazartesi

The Kite Runner - Uçurtma Avcısı

"Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renge boyayamazsın."
Sizin hiç uçurtmanız oldu mu? Benim oldu, evet o şanslı çocuklardan biriydim. Fakat hep elektrik direklerine ya da telefon direklerinin kablolarına takılırdı, öyle gökyüzünde gönlümce uzun bir süre uçuramadım. Şimdiki çocukları düşününce ne mutluymuş kendime diyorum.
Aynı evde büyüyen iki yaşıt çocuğun yaşadıkları hiç unutulamaz sanırım. Biz arkadaşlarımıza hep sadığız, onlara hep doğruyu söyler, yalandan sakınırız çünkü onlar dostumuzdur yalan söyleme gereği hissetmeyiz. Sırlarımızı onlarla paylaşırız, onlar bizim karşılıksız güven duyduğumuz kişilerdir. "Biz kurşunlarımızla anlaşırız, arkadaşım!"
Onun her mutlu anında, her hüzünlü anında, yardıma ihtiyacı olduğu anda, onun yanında olmaktan mutlu oluyorsunuz. Onun için herşeyi yapmaya hazırsınız. Peki o sizin içinde aynı hisleri duyuyor mu? Bu soruyu hiç sorma gereği hissetmeyiz, neden böyle düşünelim ki. Biz dostuz, çıkar ilişkisi yaşamıyoruz ki... "Adil hesaplaşma anlayışınızı sevdim, bayım."
Pişmanlık ne acı bir duygudur. O an yaptınız yaptınız yoksa ömür boyu sizin yüreğinize oturacak kocaman bir taş olur pişmanlık. Kendinizi affettirmek için onca marifetlere girersiniz ama o taşı kesinlikle indiremezsiniz, sadece ağırlığını eksitebilirsiniz. Bu yüzden birşeyler yapmadan önce iki kere düşünün diyor: Uçurtma avcısı.
Çocukların içten, samimi oyunculuklarını seveceğinizden eminim. Diğer oyunculuklarda sırıtmıyor, sıcacık bir film sizi ısıtmak istiyor.
"Geldiysek buraya uyumaya, uyuşuk kullarındanız.
Geldiysek uyanmaya, onun ellerindeyiz.
Geldiysek ağlamaya, bulutları yağmur dolar.
Geldiysek gülmeye, onun şimşeği oluruz.
Geldiysek öfkeye ve savaşa, cevabı gazabı olur.
Geldiysek barışa ve af dilemeye, cevabı sevgisi olur.
Bu karmaşık Dünya kimiz biz?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder