11 Kasım 2011 Cuma

Oldeuboi - İhtiyar Delikanlı

"Gülün; Dünya da sizinli birlikte gülsün.Ağlayın; ama yalnız ağlayın."
Güzel bir gün diye düşünüyorsunuz, çocuğunuz doğum ve ona hediyesini vermek için sabırsanıyorsunuz onu görmeden son kez telefonda sesini duyuyorsunuz sonrası ise hapishane hayatı. Nasıl geldiğiniz, kimin getirdiğini, nerede olduğunuzu bilmediğiniz yeni bir Dünya. 15 yıl yaşıyorsunuz yeni Dünya'nızda onca yılda birçok şey kaçırıyorsunuz, kaybediyorsunuz, unutuyorsunuz. En iyi arkadaşınız bir televizyon olmuş. Ondan öğreniyorsunuz dışarıdaki hayatı. Çıkmak için uğraşırken bir bakmışsınız dışarıdasınız.
"Avcının elinden kaçan bir ceylan, tuzaktan kurtulan bir kuş gibi özgür bırak kendini."
Dışarıdaki tek amacınız 15 yılınızı içeride geçirmenize neden olan adamı bulmak ve intikam almak. Oysa; "İntikam peşine düşmek, incinen biri için en iyi tedavi şeklidir." Dışarıdaki hayatınızda yeni bir insanla tanışıyorsunuz ve bakmışsınız bir anda onun evindesiniz. Herşeyi tesadüf sanıyorsunuz, bilmiyorsunuz ki... Kimseye güvenmiyorsunuz fakat insanoğlunun en büyük zaafı değil midir sevgi? Sevmeden edemiyorsunuz.
"İster kum tanesi olsun ister kaya, ikisi de aynı şekilde batar suya."
Sonuca ulaştım artık olayı çözdüm dediğiniz anda herşeyi yanlış algıladığınızı fark ediyorsunuz meğer ki siz olayı değil olay sizi çözmüş oluyor. Unutmayın; "yanlış soru sorarsan doğru cevabı bulamazsın."
En sonunda hayatınıza dönmek istesenizde anılarınızı hiç bir zaman unutamazsınız. Anılar bir şekilde de olsa kendilerini hatırlatmayı başarırlar.
Olağanüstü bir senaryo, olağanüstü bir oyunculuk.
Yaşattığın psikolojik buhram için sonsuz teşekkürler İhtiyar Delikanlı.
"Elveda, Oh Dae Su...."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder