12 Kasım 2011 Cumartesi

The Stoning Of Soraya M. - Şoraya'yı Taşlamak

"Sesimi de al götür buralardan."
Çocuklarının geleceği uğruna kocasından ayrılmayı reddeden ama yinede kocamdır diye evinden ayrılamayan, yaptığı onca davranışa nazaran hep kocasının kadını, çocuklarının annesi olmayı başaran bir kadının öyküsünü ibretle izlemekteyiz.
İnsanoğlunun kendi çıkarları doğrultusunda göze alamayacağı, yapamayacağı, söylemeyeceği söz yoktur mesajını bize açıkca iletmiştir yönetmen.
Oysa nedendir bu kavga, bunca yalan? Güzel güzel geçinip gitsek şu Dünya'da olmaz mı? Ama yok damarlarımızda akan kan gibi, hücrelerimize hucüm eden şeytan'a karşı koyamıyoruz.
Bir yerde biri fısıldadı mı, o fısıltı ona on katılarak aktarılır. Heleki bulunduğunuz yer küçük bir köy ise. İnsana'da koyan budur ya: Tanıdığınız, sevdiğiniz, komşunuz bildiğiniz, babanız, çocuklarınız ve kocanız olanların bunları yapması.
İzlerken insanın sinir katsayılarını artıran ve kızgınlıkla söylenmeden edemediğiniz gerçek bir hikayedir: Şoraya'yı Taşlamak.
"Melekler uçuyor Anne."
Süreyya karakterini canlandıran Mozhan Marnò'yu gayet başarılı buldum. Filmin en can alıcı yerlerinde bile zorlanmadığını gördüm.
"Köyümüz Dünya'ya bir örnek olmayacak mıydı?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder