25 Kasım 2011 Cuma

Punch-Drunk Love - Aşk Sarhoşu

"Hayatımda bir aşk var.
Bu beni hayal edebileceğin her şeyden daha güçlü yapıyor."

Ne karmaşa ama. 7 kız kardeşin içinde kalmış tek erkek çocuk. Nasıl bir çocukluk geçirdiğini bile hayal etmek çok zor sanırım. Büyüdüğünüzde ise işler daha da zorlaşıyor ailenin tek erkek çocuğunun getirmiş olduğu sorumlulaklar ve her kız kardeşin sizin için yapmak istediği iyilikler, çocukken yaşadığınız onca hatıranın iyi ya da kötü hatta sizin düşünmek bile istemediğiniz o kötü anlarınızın yüzünüze vurulması...
Her insanoğlu yalnız kalmak istemez. Evet bazı anlar yalnız kalmayı arzu edebiliriz fakat bunun süreklilik arz etmesini hiç istemeyiz. Yalnız kaldığımızda çoğu şeyi iyi düşünebilir, yaptıklarımızın sonuçlarını daha iyi inceleyebiliriz. Yinede çok yalnız kalmanın getireceği ruhsal bozukluklar doğrultusunda istemeyeceğimiz şeyler yapmamızda mümkün. Örneğin o anki yalnızlığımızı paylaşmak için hiç yapmayacağımız bir iş olan telefon seksi hizmetini aramak gibi. Bu o anki yalnızlığımızı gidermek için yaptığımız, sonsarını hiç düşünmediğimiz küçük bir örnek teşkil etmektedir. Kimisi bu yalnızlığını farklı şekillerde giderebilir, tabiki sonuçlarını hiç düşünmeden hareket ederek. Daha sonra bu yaptığımız şeyin yanlışlığını elbette anlarız fakat genelde iş işten geçmiş olur. Bunu anladığımızda iş işten geçmemiş olsun diye umut edelim ve hatamızı düzeltmek adına bir an önce harekete geçelim diyor: Punc-Drunk Love.
Küçük yalanların kimseye zararı yoktur. Söylesek bile kimseye zarar vermeyiz, incitmeyiz bu yüzden de söylenebilir öyle mi? Hayır öyle değildir, küçük yalanlar söylemek önemlidir. Onlar bir çığ gibi büyüyürek bizi altına alabilir ve altından kurtulmamızın imkanı kalmaz. Bir de bunlar küçük yalan ya unutulur gider diye düşünüz. Oysa karşımızdaki bize güvenir ve söylenenlerin doğru olduğuna inanır bunuda öyle kolay kolay unutmaz, heleki bize değer veren birileriyse. Bundardır her türlü yalan söylemenin kötülüğü. Ayrıca sapıklığın her türü kötüdür bundan uzak durun başınız belaya girebilir.
Adam Sandler psikolojisi bozulmuş, kendisiyle çelişen ve ruhsal bunalım içine girmiş biri rollerini gerçekten çok iyi oynuyor. Onun bir anlık ruhsal değişimlerindeki mimikleri, tavırları çok inandırıcı. Bu filmi ve Raing Over Me (Hayatı Yakala) filmindeki rolüylede kanıtlamıştır bunu bana. Bu filmde hiç çıkarmadığı takım elbisesi de görülmeye değer.
Derin mesajlar içeren filmleri sevip o mesajları cımbızla çekmeyi sevenlerdenseniz bu filmi seveceksinizdir. Yok yüzelsel izleyenlerden biri olarak, ben filmi izler geçerim arkadaş öyle detaylara dikkat etmem diyenler için sıkıcı olabilicektir. Bu iki gruba göre filmi izleyip izlememe isteğinizi değerlendirin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder