28 Kasım 2011 Pazartesi

Swades: We, The People

"Her kar tanesine vakti geldiğinde erimesi yazılmıştır."
Sonsuza dek hayatta kalamayız, elbet bir gün bu yaşamımız son bulacaktır. Bu yüzden bizim soyumuzu devam ettirecek geleceğimiz olacak kişiler çocuklarımızdır. Bu çocukların en büyük haklarıda öğrenme hakkıdır. Hiçbirşey bilmeden dünyaya gelen bu çocuklar kendi gözlemleri ve bizim öğrettiklerimizle bilgilenirler. Bu çocuklardan öğrnememelirini isteyemezsiniz onları evde oturtup koca beklemelerini ssağlayamazsınız ya da sizin mesleğinizi devam ettirmelerini umut edip zorla bunu öğretmeye çalışamazsınız. Her insan gibi onlarında kendi özgürlüğünü dile getirmeye ve dipsiz bir kuyu olan bilgi sonsuzluğunda kaybolup kendi yolunu çizme girişimlerini ellerinden alamazsınız. Hiçbir insanı kısıtlayamazsınız bu kişi bir çocuk dahi olsa. Hz. Muhammed'in (Peygamberimizin) "Cehalet bütün kötülüklerin Anasıdır" hadisi, insan yaşamının en önemli gerçekliğini ifade etmektedir.
"Sen bize rüya satıyorsun. Bu rüyaları bize gösterme."
Bir insan ömrü boyunca aynı işi yapacak, her daim bu yeteneği sayesinde para kazanacak diye bir kaide yoktur. Öyle olmuş olsaydı artık para kazandırmayan bir iş sahibi olan insanın vay haline olurdu. Tıpkı filmimizdeki gibi. Globalleşen Dünyamızda insanın kendini geliştirmesi, en az 2 - 3 işi yapabilecek kapasiteye sahip olması şart olmuş durumda malesef. Birde hâlâ insanlar arasında ayrım yapmaktayız. Yok sen şu sınıftansın o bu sınıftan, senin tabakan farklı onun ki farklı ya da o siyah tenli sen beyaz tenlisin gibi. Oysa insan, insandır bu gözle bakmadığımız sürece kavgalar, savaşlar, ayrımlar asla bitmeyecektir. "Bir insanın yanında paranın ne kıymeti var." Bu sözü hiçbir zaman genel olarak benimseyemeyeceğizdir, bunu benimseyen çok nadir insanlardan biri oluruz umarım.
"Kalbimdeki yara gözyaşımın tadını bilir."
Tek bir insanın başarabileceği, yapabileceği şeyler elbette sınırlıdır. Oysa bir grubun, topluluğun yapabileceği şeyleri kestirmek mümkün değildir. Atalarımızın dediği gibi: Bir elin nesi var iki elin sesi var. Filmimizde bu sözün uygulamaya konulduğunu görmek mümkündür.
Mahellemizi, şehrimizi, Ülkemizi tanımadan Dünyayı tanımaya kalkmayın yoksa rezil olursunuz demek istemiş: Swades: We, The People.
Bizi biz yapan değerler geleneklerimiz, adetlerimizdir. Bunları unutamayız ve hiçe sayamayız. Nereye gidersek gidelim kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi bilmeliyiz. Boğazımıza düğümlenen vatan hasretini fotoğraflarla gidermeniz mümkün değildir. Bu öyle bir hasrettir ki sizin tekrar buraya göç etmenize neder olur. Bu hasret mantığınızın önüne geçip kalbinizi dinlemenize neden olur. Sadece hasret mi tabiki değil sevgi, özlem ve şu an adını bile koyamadığım duygular...
Oyunculuklar, çekim yöntemleri, soundtrack'ler hepsi tadındaydı, ne bir eksik ne de bir fazla. Film içinde yer alan halktan oyuncuların (insanların) performansları en çok övgüyü hak eden durumdur kanımca. Bir de izledğim onca Boollywood filminde dikkatimi en çok çeken konu, gel ya da tamam kelimesi söylendiğinde kafaların hafifce sallanmasıdır. Bu hareketi ilk izlediğimden bu güne kadar hep sevdim ve seveceğimde.
Evet Swades: We, The People; içinde yer alan birçok sosyal mesajlarla size adete ders veriyor. Birçoğunu yukaradı sıraladım fakat atladığım, sehven unuttuğum olmuştur. Sizinde izleyip görmenizi isteyeceğim ve yer alan mesajlardan kendinize uyarlama yapacağınıza inandığım bu filmi izleyin ve izlettirin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder